Okulların açılmasıyla birlikte öğrencilerin sırt çantaları kitaplarla, defterlerle ve ödevlerle doldu. Akşam saatleri geldiğinde ise pek çok ailede benzer bir manzara yaşanıyor: Çocuğun ödevi… Kimi zaman sabırla yürütülen, kimi zaman ise ebeveyn ile çocuk arasında gerilimlere yol açan bu süreç, aslında aile içi iletişimin de bir aynası niteliğinde.
Pedagoji ve eğitim bilimleri açısından bakıldığında ödev, yalnızca öğretmenin yüklediği bir görev değil; öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi, sorumluluk bilincinin gelişmesi ve bireysel öğrenme becerisinin desteklenmesi için önemli bir araçtır. Ancak aileler, çoğu zaman farkında olmadan bu süreci zorlaştıran davranışlarda bulunabiliyor. İşte ödev sürecinde en sık karşılaşılan hatalar:
1. Ödevi Çocuğun Yerine Yapmak
Anne-babaların en büyük yanılgılarından biri, ödevi çocuklarının yerine üstlenmektir. Oysa bu tutum, kısa vadede çözüm gibi görünse de uzun vadede çocuğun öğrenme sürecini sekteye uğratır. Psikoloji literatüründe “öğrenilmiş çaresizlik” olarak tanımlanan durumun temeli, bu noktada atılabilir. Çocuk, “Nasıl olsa yapılıyor.” düşüncesiyle sorumluluk almaktan uzaklaşır.
2. Aşırı Baskı Kurmak
“Bu kadar basit soruyu nasıl bilemezsin?” ifadesi, bir çocuğun motivasyonunu kırmanın en kesin yollarından biridir. Araştırmalar, yüksek kaygının öğrenmeyi olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Ödev, öğrenme aracı olmaktan çıkıp kaygı kaynağına dönüştüğünde, çocukta derse karşı olumsuz tutum gelişiyor.
3. Her Adımda Müdahale Etmek
Pek çok ebeveyn, “Yanlış yapmasın.” kaygısıyla çocuğa sürekli müdahale eder. Oysa hata yapmak öğrenmenin doğal ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Eğitim bilimleri, çocuğun deneme-yanılma yoluyla kendi öğrenme yollarını bulmasının kalıcı öğrenme için kritik olduğunu vurgular.
4. Uygun Çalışma Ortamı Hazırlamamak
Televizyonun açık olduğu, oyuncakların ortada bulunduğu, odanın gürültüyle dolduğu bir ortamda ödevden verim beklemek neredeyse imkânsızdır. Bilişsel psikoloji, dikkat dağıtıcı uyaranların öğrenmeyi bölerek zihinsel yükü artırdığını gösteriyor. Sessiz, düzenli ve odaklanmayı kolaylaştıran bir ortam, ödevin kalitesini doğrudan etkiler.
5. Ödevi Sadece Not Odaklı Görmek
Ne yazık ki bazı aileler ödevi yalnızca yüksek not almanın aracı olarak görür. Oysa ödevin asıl amacı, öğrenmenin pekişmesi ve bireysel sorumluluk bilincinin gelişmesidir. Ödev bir “yarışa” dönüştüğünde, çocuk derse karşı ilgisini kaybeder ve öğrenme isteği zedelenir.
Sonuç Yerine
Unutmamak gerekir ki ödev, aile içinde bir kriz konusu değil; çocuğun kendi sorumluluğunu üstlenebileceği, özgüvenini geliştirebileceği bir fırsattır. Ebeveynin görevi öğretmenlik yapmak değil; yol gösterici olmak, destek vermek ve sabırla yanında bulunmaktır. Çünkü öğrenme, yalnızca bilginin aktarımı değil, aynı zamanda bireyin kendi yolunu keşfetmesidir.
Ödev, doğru desteklendiğinde çocuk için bir yük değil; hayat boyu sürecek öğrenme serüveninin küçük ama değerli bir adımıdır.
VELILERE ÖNERILER
Sorumluluğu Çocuğa Bırakın: Ödev, çocuğun kendi sorumluluğu olmalı. Siz sadece rehberlik edin.
Olumlu Dil Kullanın: “Neden yapamıyorsun?” yerine “Denemeye devam edebilirsin, birlikte bakalım.” gibi destekleyici ifadeler kullanın.
Hatalara Fırsat Tanıyın: Yanlış yapmasına izin verin. Hata, öğrenmenin en doğal parçasıdır.
Çalışma Ortamını Düzenleyin: Sessiz, dikkat dağıtıcı unsurlardan arınmış bir alan hazırlayın.
Ödevi Yük Değil, Öğrenme Aracı Olarak Görün: Not odaklı değil, öğrenme odaklı yaklaşın.
Sabırlı ve Tutarlı Olun: Çocuk her gün aynı saatlerde ödev yaptığında bir rutin oluşur, süreç kolaylaşır.
Yazan: Emine Çavuş
Düzenleyen: Mustafa CAMUZCU