Nöbetçi Eczaneler
Yunanistan’da yayın yapan çeşitli haber kaynakları ve emekli korgeneral İoannis Egolfopoulos, Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki askeri hareketliliğini yakından takip ediyor. Bu hareketliliğin bir “sürpriz saldırı” hazırlığı olabileceği yönündeki iddialar gündeme getiriliyor. İddialara göre, Türkiye’nin son dönemdeki askeri yığınağı ve faaliyetleri, belirli bölgelerde olası bir gerilimi artırma potansiyeli taşıyor.
Dikkat Çekilen 4 Kritik Bölge
Yunan basını ve emekli korgeneral tarafından özellikle dikkat çekilen dört bölge şu şekilde belirtiliyor:
- Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Açıkları: Bölgedeki doğal gaz arama faaliyetleri ve deniz yetki alanları konusundaki anlaşmazlıklar, bu bölgeyi potansiyel bir çatışma noktası haline getiriyor. Türkiye’nin sismik araştırma gemisi faaliyetleri ve askeri tatbikatları, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yakından izleniyor.
- Ege Adaları: Yunanistan’a bağlı, ancak Türkiye’ye yakın konumda bulunan adaların askeri statüsü, uzun yıllardır devam eden bir tartışma konusu. Türkiye’nin bu adalara yönelik olası bir harekât yapabileceği iddiaları, Yunanistan’da güvenlik endişelerini artırıyor.
- Meriç Nehri Sınırı: Türkiye-Yunanistan kara sınırını oluşturan Meriç Nehri boyunca yapılan askeri tahkimatlar ve sınır devriyeleri, iki ülke arasındaki gerilimi artırma potansiyeli taşıyor. Özellikle düzensiz göçmen sorununun yarattığı gerilim, bu bölgedeki askeri hareketliliği daha da önemli kılıyor.
- Kaş-Meis Adası Hattı: Türkiye’nin Kaş ilçesine 2,1 km uzaklıktaki Meis Adası, Yunanistan’ın en küçük adalarından biri olmasına rağmen stratejik öneme sahip. Yunanistan’ın adayı askeri tahkimatlarla güçlendirmesi ve Türkiye’nin buna tepki göstermesi, bu bölgedeki tansiyonu yükseltiyor.
“Gerçekçi ve Ciddi Bir Tehdit”
Emekli Korgeneral Egolfopoulos, yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin askeri kapasitesinin ve teknolojik gelişmelerinin, bu bölgelerdeki potansiyel tehdidi “gerçekçi ve ciddi” hale getirdiğini savunuyor. Egolfopoulos, Türkiye’nin özellikle yerli ve milli imkânlarla geliştirdiği İHA/SİHA teknolojilerinin, bir “sürpriz saldırı” durumunda avantaj sağlayabileceğini belirtiyor.
