Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kurbanın İzinde: Bir İnancın, Bir Ritüelin ve Bir Kardeşlik Gününün Hikâyesi

İnsanlık tarihinin kadim dönemlerinden günümüze uzanan “kurban” geleneği, yalnızca bir

İnsanlık tarihinin kadim dönemlerinden günümüze uzanan “kurban” geleneği, yalnızca bir ibadet şekli değil; aynı zamanda bir toplumun adanmışlık duygusu, bir başka varlığa duyulan saygı ve ilahi olana teslimiyetin sembolüdür. Kurban Bayramı’nın çıkış noktası da bu tarihsel çizgi üzerinde şekillenir: bir çocuğun teslimiyeti, bir babanın imanı, ve bir halkın bunu bayrama dönüştürüşü…

Kurbanın Kökleri: İlk Kurbanlar Hangi Medeniyetlerde Kesildi?

Kurban kavramı, yalnızca İslam diniyle sınırlı değildir. Tarihin derinliklerine indiğimizde, Sümerler, Akadlar, Hititler, Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarında tanrılara kurbanlar sunulduğunu görürüz. Gerek insan, gerek hayvan, gerekse tarımsal ürünler üzerinden yapılan bu adaklar, toplumların doğaüstü güçlerle barış içinde yaşama çabasının yansımasıdır.

En dikkat çeken örneklerden biri, Tevrat’ta da geçen ve Kur’an’da anlatımıyla bütünleşen İbrahim Peygamber’in oğlunu kurban etmeye niyetlenmesidir.

Tanrı’nın emriyle hareket eden Hz. İbrahim, oğlu İsmail’i kurban etmeye razı olur; ancak bu sadakat sınavı, gökten gönderilen bir koçla nihayet bulur. Bu anlatı, kurbanın bir teslimiyet göstergesi olarak kutsal metinlerdeki yerini almasını sağlar.

İslam’ın Doğuşuyla Kurban: Bir Anlam Derinliği Kazanıyor

İslamiyet’in 7. yüzyılda tebliğ edilmeye başlamasıyla birlikte kurban ibadeti, İslam’ın beş şartından biri olan Hac ibadetiyle iç içe geçer. Hz. Muhammed’in kurban keserek ümmetine örnek oluşu, bu ibadetin farz kılınmasında temel teşkil eder.

Türkler ise İslam’ı kabul ettiklerinde, zaten hayvan kurban etmeyi ve atalarının ruhuna adak sunmayı töresel bir gelenek olarak yaşatıyorlardı. Bu yüzden kurban ibadeti, hem İslami hem de Orta Asya kökenli kültürel kodlarla harmanlandı. Zamanla bu ibadet, sadece bir dini görev olmaktan çıkar; aynı zamanda toplumsal yardımlaşma, dayanışma ve paylaşımın sembolü haline gelir.

Kurban Bayramı’na Dönüşüm: Toplumun Kalbine Dokunan Bir Bayram

Kurban Bayramı, Hac ibadetinin bir parçası olarak Zilhicce ayının 10. gününde başlar ve dört gün sürer. Bayram, yalnızca kurban kesimiyle sınırlı değildir; akraba ziyaretleri, yardımlaşma, küslerin barışması ve ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesi gibi değerlerle örülüdür.

Kurban, etiyle fakiri doyurur, duasıyla zengine arınma sağlar. Dağıtılan et sadece aç bir mideye değil, yoksun bırakılmış gönüllere de dokunur. Bu yönüyle Kurban Bayramı, yalnızca bir ritüel değil, bir sosyal adalet pratiğidir.

Modern Dünyada Kurban: Barışın, Paylaşmanın ve Kardeşliğin İfadesi

Günümüzde Kurban Bayramı, her zamankinden daha çok bir vicdan muhasebesine dönüşüyor. Kapitalist dünyanın bireyselleştirdiği insan için bu bayram, paylaşma iradesinin ve birlikte yaşama ahlakının yeniden hatırlatıldığı bir zaman dilimi oluyor.

Bir yandan etin ihtiyacı olanla buluşturulması, diğer yandan da “kurban kesemeyenler için vekâlet yoluyla bağış” gibi uygulamalarla bayramın sosyal yönü güçlendiriliyor. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri aracılığıyla kurbanlar; savaş bölgelerinde, mülteci kamplarında, kuraklıkla boğuşan Afrika köylerinde umut oluyor.

Ancak bu bayram, aynı zamanda halkımızın ciddi bir ekonomik dar boğaz içinde karşılamak zorunda kaldığı bir döneme denk geliyor. Gıda fiyatlarındaki artış, düşen alım gücü ve geçim sıkıntısı; birçok hanede bayram hazırlıklarını asgariye indiriyor. Kurbanlık fiyatları, sadece dini değil, vicdani bir yük hâline gelirken; pek çok yurttaş için kurban kesmek yerine hayatta kalmak öncelik hâline geliyor. İşte bu yüzden, bayramın en derin anlamı belki de tam da burada ortaya çıkıyor: Paylaşmak, gözetmek, hatırlamak ve unutmamak…

Ve bir yandan da…

Bayramı ailesinden, sevdiklerinden, memleketinden uzak geçirmek zorunda kalan on binlerce insan…

Gurbette çalışanlar, nöbetteki sağlıkçılar, güvenlik güçleri, cezaevlerinde olanlar, mülteciler, hastalar ve yalnızlar… Bu bayram onların da kalbine dokunmalı. Çünkü bayram, bir araya gelinemese bile kalpten kalbe kurulan bir köprüdür.

Her Kurban, Bir Duadır

Bugün Kurban Bayramı; sadece inancın değil, insanlığın da bayramıdır. Her kesilen kurban, sadece bir hayvanın değil; saygısızlığın, öfkenin, bencilliğin, açgözlülüğün, kibirin de “kurbanı” olmalıdır.

Kurban, kalbimizi temizlemeli; elimizi kardeşimize uzatmalı. Çünkü bu bayram, yalnızca Allah’a yakınlaşmak için değil; insana yaklaşmak içindir.

Yarın sabah kapımızı çalan bir çocuk olduğunda, kurban etinden çok, bayram sevincini sunalım ona…

Begen Medya olarak,

Kurban Bayramı’nı nerede olursa olsun yüreğinde hisseden, gözyaşında hasret, gülüşünde umut taşıyan tüm insanlarımızın bayramını yürekten kutluyoruz.

Barış, huzur ve kardeşlik duygusunun evinize, sofranıza, kalbinize konuk olması dileğiyle…

Bayramımız mübarek olsun.

Mustafa Camuzcu

//
İhbar Hattımıza Dilediniz Haberi Gönderebilirsiniz. Ekimiz Onayladıktan Sonra Haberiniz Burada Yayınlanır.
👋 Hemen Haber Gönder.