Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İstanbul – Emine Erdoğan, TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi’ne katıldı

Gülseren KARAPINAR-Fırat ALKIZ/İSTANBUL. -CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan,

Gülseren KARAPINAR-Fırat ALKIZ/İSTANBUL. -CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi’ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, “Bizim önceliğimiz her zaman çocuklarımızın yüksek yararını merkeze alan politikalar üretmek ve haklarının tüm mecralarda korunmasıdır. Çünkü Türkiye 2024 çocuklarda bilişim teknolojileri kullanım araştırmasına göre ülkemizde 6-15 yaş arasındaki çocukların internet kullanımı yüzde 91’den fazla. Kullanma amaçlarına baktığımızda her ne kadar yüzde 75 eğitim amaçlı kullanılsa da internet yaklaşık yüzde 84, video seyretme yüzde 73, oyun oynama yüzde 72, sosyal medya için kullanılıyor. Araştırmalar dijital oyunlarla çocukların intihara sürüklediğini, şiddete meyilli hale geldiğini, gerçeklik duygularını yitirdiklerinin akademik başarılarının düştüğünü açıkça ortaya koyuyor. Şunu unutmayalım ki yetişkinlerin başları ekranlara gömülü olduğu sürece çocuklar da farklı bir yol izlemeyecekler. Hayatın da tıpkı bir bahçe gibi bakım ve özen istediğini unutmayalım” dedi.

TRT tarafından düzenlenen Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi 2025, ‘Dijital Çağda Çocuk Medyası: Aileyi Güçlendirmek, Değerler İnşa Etmek’ temasıyla İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Dijital dünyada çocukların karşılaştığı sorunlar, güvenli ve nitelikli içerik üretimi, kültürel değerlerin korunması ve uluslararası ölçekte politika geliştirme konularının ele alınacağı zirveye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir, İstanbul Valisi Davut Gül, TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı ve çok sayıda kişi katıldı.

‘BİZ BÜYÜKLERİN ÖDEVİ ÇOCUKLARI HER TÜRLÜ ZARARDAN KORUMAK’

Burada açılış konuşması yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Bugün burada en büyük değerimiz olan çocuklarımız için buluştuk. Çünkü çocuklar hepimizin masumiyetidir. Geleceğin yazıldığı tertemiz sayfalardır. İşte o yüzden bu zirvede dünyanın en önemli gündemlerinden biri olan çocuk medyası meselesini ele alacağız. Çünkü biz büyüklerin ödevi çocukları her türlü zarardan korumak ve onlara sağlıklı büyüyebildikleri bir ortam hazırlamaktır. Eminim ki burada verilecek mesajlar Türkiye’de ve dünyada çok daha iyi bir geleceğe hizmet edecek. Anne babaların çocukların dijital dünyayı olan düşünürlükleriyle ilgili son derece endişeli olduklarını biliyoruz. Gelin önce iğneyi kendimize batıralım. Çünkü çocukların hayatlarını doğdukları ilk andan itibaren dijitalleştiren bizleriz. Eskiden annelerin sesinin, nefesinin sindiğinin ninnilerle uyuyan bebekler şimdi beyaz gürültüyle uyuyorlar. Televizyon, tablet, telefon gibi araçlar ebeveynler tarafından bazen çocuğu sakinleştirmek için dijital emzik yapılıyor. Bazen yemek yedirmek için dijital arkadaş olarak kullanılıyor. Ebeveynler çocukların ev hallerinden okul hayatlarına kadar hemen her anlarını sosyal medyada paylaşıyorlar. Çocuk adına hayatı boyunca peşini bırakmayacak bir dijital ayak izi oluşturuyorlar. Bunun sonucunda çocukların her insanın hakkı olan unutulma hakkı elinden alınır. Artık evlerin kapısı kapandığında dünya dışarıda kalmıyor. Kendi rızamızla kapılarımızı, duvarlarımızı saydamlaştırıyoruz. Evlerimizin içinde her an tanıdığımız ve tanımadığımız, güvenilir olup olmadıklarını hiç bilmediğimiz onlarca insanı ağırlıyoruz. Ne yazık ki mahremiyet kavramının son derece muğlaklaştığı günlerden geçiyoruz. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de ekran süresi günlük 6 saatin üzerine. Araştırmalar insanların telefonlarını günde ortalama yüz kere kontrol ettiğini söylüyor. O yüzden şunu unutmayalım ki yetişkinlerin başları ekranlara gömülü olduğu sürece çocuklar da farklı bir yol izlemeyecekler. Çocuklarımız sosyal medyada aradıkları beğeni, ilgiyi, özgüveni, sevgiyi aile ocağında bulsun. O yüzden gelin bayramlaşmayı görüntülü konuşmalarla, özel günleri kutlamayı, sanal kartlarda duygularımızı anlatmayı, emojilerle ikame etmeyi bırakalım. Hayatın da tıpkı bir bahçe gibi bakım ve özen istediğini unutmayalım” dedi.

‘HAYATTA İLHAM ALINACAK ÇOK GÜZEL İNSANLARIMIZ VAR’

Erdoğan, “Bildiğiniz gibi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Uzman isimlerle dijital dünyada çocuk hakları sözleşmesini hazırladı ve ilk imzacısı oldu. Bakanımız Mahinur Hanım’ın ve emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum ve alkışlıyorum. Çocukların dijital ortamlarda güvenliğini sağlamak, haklarını korumak ve onları desteklemek için bugün ben de sözleşmeyi imzaladım. Bu vesileyle de herkesi dijital dünyada çocuk hakları sözleşmesini imzalamaya davet ediyorum. Ayrıca 15 yaş altı çocuklara yönelik sosyal medya düzenlemesi üzerinde çalışılıyor. O da çok yakında hayata geçecek inşallah. Başka ülkelerde de sosyal medyaya yönelik yasal düzenlemeler yapılıyor. Ne mutlu ki tüm dünyada bu hususta artan bir farkındalık var. Bizim önceliğimiz her zaman çocuklarımızın yüksek yararını merkeze alan politikalar üretmek ve haklarının tüm mecralarda korunmasıdır. Çünkü Türkiye 2024 çocuklarda bilişim teknolojileri kullanım araştırmasına göre ülkemizde 6-15 yaş arasındaki çocukların internet kullanımı yüzde 91’den fazla. Kullanma amaçlarına baktığımızda her ne kadar yüzde 75 eğitim amaçlı kullanılsa da internet yaklaşık yüzde 84, video seyretme yüzde 73, oyun oynama yüzde 72, sosyal medya için kullanılıyor. Araştırmalar dijital oyunlarla çocukların intihara sürüklediğini, şiddete meyilli hale geldiğini, gerçeklik duygularını yitirdiklerinin akademik başarılarının düştüğünü açıkça ortaya koyuyor. Cep telefonlarının hafızanın bozulmasına, bilişsel becerilerin azalmasına hatta anti-sosyal davranışlara sebep olduğu biliniyor. Çocuklar sosyal medya mecralarında çevrim içi istismardan, siber zorbalığa, cinsiyetsizleştirme propagandasından, dijital bağımlılığa kadar birçok resimlerde karşı karşıya kalıyorlar. Bizlerde günlük hayatın içinde çocuklarda ve gençlerde şiddet davranışlarının arttığına şahit oluyoruz. Üstelik sırf sosyal medyada beğeni toplamak için her türlü kamusal alanda, toplu taşımalarda, toplu huzurunu bozan eylemler sergilediğini üzülerek görüyoruz. Zararlı içerikler yalnızca sosyal medya ya da oyunlarda bulunmuyor. Dijital yayın platformlarında ve televizyonlarda da şiddetin ve değerlerimizle bağdaşmayan konuların evcilleştirildiği içeriklerle kuşatılmış durumdayız. Bu konuda toplumumuzun her kesiminde günden güne büyüyen bir eleştiri ve temiz içerik talebi var. Fakat bu tepkilere karşılık olarak dizi ve film senaryolarında ‘hayatın farklı karakterlerinden ilham alındığının’ söylendiğini üzülerek duyuyoruz. Halbuki hayatta ilham alınacak çok güzel insanlarımız var. Ailesinin hasretini göğsünde nişan gibi taşıyıp vakan nöbeti tutanlar, hastalıklara çare bulmak için bir ömrü laboratuvarda geçirenler, öğretmen olunca uzak köylere koşarak gidenler, ‘Gazze’ denilince boğazı düğüm düğüm olduğu için gemileri atlayıp denizleri aşanlar. Yetim çocuklara evinin baş köşesinden başka yeri yakıştırmayanlar. Alnının teriyle al bayrağı dünyanın her yerinde göndere çekenler. Veresiye defterlerindeki borçları sessizce ödeyenler. Kimsesiz yaşlı komşusuna öz annesi gibi bakanlar. Gözleri görmeyen sınıf arkadaşına ders kitaplarını defalarca okuyanlar, dişinden tırnağından arttırıp Afrika’da su kuyusu açtıranlar, gecenin tüm karanlığında afet bölgesine ilk varan olmak için yarışanlar, çorak topraklara yüzlerce fidan ekip ormana çevirenler, sevgiyi, merhameti ana din diye konuşanlar var bu ülkede. İnanın biz insanları iyiye, güzele ve hayırlı kullanan heveslendirenleri ayakta alkışlıyoruz. Sözün özü şu; ister sosyal medya, ister diziler, filmler ya da çizgi filmler olsun, tüm bunlar dünyanın güzelleşmesi ve yeryüzüne iyilik tohumlarının serpilmesi için de kullanılabilir. Mesela teknoloji çevre sorunlarını bitirebilir. Sosyal medya gıda israfını sonlandıran bir ilham platformu olabilir. Dijital oyunlar çocukların bilimsel becerilerini geliştirecek şekilde tasarlanabilir. Yeterki biz, bu niyette olalım ve tüm paydaşlar üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirsinler. Bu düşüncelerle sözlerimi son veriyorum” şeklinde konuştu.

//
İhbar Hattımıza Dilediniz Haberi Gönderebilirsiniz. Ekimiz Onayladıktan Sonra Haberiniz Burada Yayınlanır.
👋 Hemen Haber Gönder.