Aybala MELEK-Ruken KADIOĞLU-Canberk ÖZTÜRK/ANKARA, – YERLİ ve milli imkanlarla yapımı tamamlanan 3 Altay tankının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Altay’la birlikte tank teknolojisinde yeni bir dönemin kapılarını ardına kadar açmış oluyoruz. Altay’ın üretim ve geliştirme sürecinde edindiğimiz tecrübeyle dijital kontrol sistemlerinden, yapay zeka destekli karar alma yapılarına, otonom hareket yeteneklerinden ileri koruma sistemlerine büyük bir yetkinlik kazandık. Bu birikimi en iyi şekilde değerlendirecek, gelecekte dünya sahnesine çıkaracağımız yeni ürünlerimizi inşallah daha da geliştireceğiz” dedi.
Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisi’nin açılışı ile 3 yeni Altay tankının teslim töreni birlikte gerçekleştirildi. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Katar Savunma Bakanı Şeyh Saud Bin Abdurrahman Bin Hasan Bin Ali Al Sani, BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ve çok sayıda davetli katıldı.
Törende, 3 adet yeni nesil ana muharebe tankı Altay, TSK’ya teslim edildi. Modern muharebe koşullarına uygun olarak yerli ve milli olarak geliştirilen Altay tankları, 2023 yılında test için TSK’ya teslim edilmişti. Testlerin sonucunda geliştirilmiş 3 Altay tankı, TSK’ya bugün teslim edilirken, 2026 yılında 11, 2027’de 41, 2028’de ise 30 adet olmak üzere toplamda 85 adet T1 konfigürasyonlu versiyonuyla teslim edilecek. 2028 yılında ise 165 adet T2 konfigürasyonlu tank teslim edilecek. 5 yıl içinde 250 adet Altay tankı TSK envanterine girmiş olacak. Modern savaş alanlarının tüm ihtiyaçlarına cevap vermeyi hedefleyen Altay tankında gece görüş sistemleri, aktif koruma teknolojileri, yüksek mayın koruması, üstün ateş gücü, nükleer ve kimyasal tehdit algılama sistemi, gelişmiş zırh koruması bulunuyor. Altay tankı, yüksek hareket kabiliyetiyle de dikkat çekiyor.
‘HER AY 8 ALTAY TANKI İMAL EDİLECEK’
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinin gelişmesi, güçlenmesi, tam bağımsızlık hedefine ulaşması için çalışan herkese teşekkür ederek, “Geçen sene 23 Ekim tarihinde TUSAŞ tesislerine yönelik kalleş saldırıda şehit olan vatan evlatlarını rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Başkanlığını yaptığım Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde alınan kararlar ışığında, savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Bir yandan yeni projeleri, yeni savunma ürünlerini geliştirip devreye alırken, diğer yandan yeni tesislerimizin açılışını yapıyor, yerli ve milli araçlarımızı envanterimize katıyoruz. Bundan 2 ay önce 47 araçtan oluşan sistemler sistemi çelik kubbeyi kahraman ordumuza kazandırmıştık. Aynı şekilde ASELSAN’ımızdaki 14 üretim tesisimizin açılışını yapmış, 1,5 milyar dolar yatırım değerine sahip Oğulbey Teknoloji Üssü’nün temellerini atmıştık. Bugün de BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisimizin açılışını gerçekleştiriyoruz. Araştırma ve geliştirme merkezleriyle, test alanlarıyla, zırhlı laboratuvarları ve eğitim parkurlarıyla 840 bin metrekarelik alana yayılan bu devasa tesiste inşallah bin 500’ü aşkın nitelikli personelimiz görev yapacak. Robotik kaynak sistemlerinden ileri sensör teknolojilerine, simülasyon altyapısından veri analitiğine kapsamlı bir teknoloji üssü daha savunma ekosistemimize entegre olacak. 63 bin metrekare kapalı alana sahip, seri üretim hattımızda her ay 8 adet Altay tankıyla muharebe sahasının kalesi olarak tarif edilen 10 adet Altuğ imal edilecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer savunma ürünlerinde olduğu gibi Altay tanklarında da hedeflerinin özellikle kritik malzemelerde kimseye bağlı olmamak olduğunu söyleyerek, “Ambargolara rağmen nasıl bugünkü aşamaya geldiysek, inşallah bundan sonraki süreci de başarıyla yürüteceğiz. Her zaman söylüyorum, bakın bugün bir kez daha tekrar ediyorum; hedeflerimize giden yolda önümüze çıkan ve çıkartılan engeller bizi sadece yavaşlatır, belki biraz geciktirir ama menzile varmamıza asla mani olamaz. Ya bir yol bulur ya bir yol açar, eninde sonunda hedeflediğimiz yere ulaşırız. Stratejik önemi fevkalade yüksek bu modern tesisin bizleri hedeflerimize bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum” diye konuştu.
‘YENİ BİR JEOPOLİTİK DENKLEM KURULMAKTA’
Erdoğan, küresel ölçekte süregiden askeri, siyasi ve ekonomik rekabetin her geçen gün boyut ve şekil değiştirdiğini belirterek, “Yeni araçlar, yeni imkanlar, yeni kabiliyetler bu mücadelenin hem seyrini etkiliyor hem de kapsama alanını genişletiyor. Gümrük vergilerinin teknolojik kırılmaları tetiklediği, enerji politikalarının gıda güvenliğini doğrudan tehdit ettiği hassas bir dönemin içindeyiz. Şunu bir defa çok net görebiliyoruz; yeni bir jeopolitik denklem kurulmakta. Uluslararası sistem yalnızca kabuk değil, mecra da değiştirmektedir. Sayısı bir elin 5 parmağını geçmeyen güçlerin küresel sistemi domine ettiği düzende ciddi kırılmalar yaşanmaktadır. Yakın tarihte defalarca şahit olduğumuz üzere ne uluslararası kurumlar ne de beynelmilel hukuk insanlara yeterli güveni ve güvenceyi artık veremiyor. Haklı olmanın yetmediği, hakkınızı korumak için güçlü olmanız gerektiği bir dünyada yaşadığımız gerçeğiyle sürekli yüzleşiyoruz. Bunu önce 1990’lı yıllarda Bosna’da gördük, daha sonra 14 yıl boyunca komşumuz Suriye’de gördük, en son 70 bin masumun hayatını kaybettiği Gazze soykırımında gördük. Çoğu çocuk ve kadın binlerce, yüz binlerce kardeşimiz buralarda katledildi, toplu kıyıma uğradı, fakat ne uluslararası hukuk ne de dev bütçeli kurumlar bu zulümlerin ve katliamların önüne geçemedi. Küresel barış ve güvenliği sağlamakla görevli yapılar hiçbir adım atmadı. Bırakın engellemeyi, birçok bölgede eli kanlı zalimleri koruyup kolladılar. Şurası bir gerçek ki, günümüzde onurlu bir şekilde yaşamak istiyorsanız her alanda güçlü olmak, caydırıcı olmak mecburiyetindesiniz. Ekonominizi güçlendirmek, dışa bağımlılığınızı azaltmak, kapasitenizi arttırmak, yani kendi göbeğinizi kendiniz kesmek durumundasınız. Aksi takdirde üzülerek ifade ediyorum, kurtlar sofrasına dönüşen bu yeni düzende kimse kimseye acımaz, gözünün yaşına bakmaz” dedi.
‘TÜRKİYE’Yİ GÖZ ARDI EDİLEMEZ BİR ÜLKE HALİNE GETİRDİK’
Erdoğan, risk ve tehditlerin asimetrik biçimde arttığı bu dönemin farkına en erken varan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu kaydederek, “İlk günden itibaren değerlendirmelerimizi yaptık, tedbirlerimizi aldık, tabiri caizse dersimize çok iyi çalıştık. Son 23 yılda savunma sanayi, diplomasi ve güvenlik başta olmak üzere attığımız adımlarla Türkiye’yi göz ardı edilemez bir ülke haline getirdik. Mazlumun zalime boyun eğmediği, güçlünün güçsüzü ezmediği adil bir dünya için diplomatik, askeri, siyasi, ticari ve ekonomik tüm imkanlarımızı seferber ettik. En sıkıntılı zamanlarında dostlarımızın yardımına koştuk. Kardeşlerimizin yaralarını sardık. Türkiye’ye nerede ihtiyaç duyulduysa, imkanlarımız ölçüsünde elimizden geleni hiçbir bagaj taşımadan yapmaya gayret ettik. Bununla birlikte muhannete muhtaç olmamak için de kendi teknolojimizi kendimiz üretmeye başladık. Savunma sanayinde devletimizin desteği, özel sektörün dinamizmiyle birleşince hamdolsun son yıllarda büyük bir ivme yakaladık. Sizleri bir 20 yıl, 25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk? Toplu iğne, silahtan bahsetmiyorum; hayır. Ama şu anda hamdolsun silahlarını üreten bir Türkiye var. Savunma sanayinde yüzde 20’yi bile üretemiyorduk; ama şimdi yüzde 80’i yakaladık. İnsansız hava araçları, nerede, böyle bir imkanımız var mıydı? Yok. Ama şimdi insansız hava araçlarını üreten, silahlı insansız hava araçlarını üreten, Akıncı’sını üreten bir Türkiye var. Son teknolojiye sahip hava, kara, deniz araçlarımızla destan yazmaya devam ediyoruz. Artık yalnızca takip eden değil, takip edilen bir devletiz. Modern silah sistemlerinden kompleks koruma paketlerine, sürüş destek modüllerinden elektronik harp altyapısına kadar her hamlesi, her ürünü merakla beklenen bir ülkeyiz” dedi.
‘BAĞIMLILIK İLİŞKİSİNE BAŞ KALDIRDIK’
Erdoğan, sektördeki 3 bin 500’ü aşkın savunma sanayi şirketinin, 100 binin üzerindeki nitelikli personel ile arı gibi çalışmayı, küresel barış, huzur ve güvenliğe doğrudan katkı yapmayı sürdürdüğünü kaydederek, “Dışa bağımlılık oranımız yüzde 80’in üzerindeydi, şimdi artık yüzde 20 bile değil. Güvenlik güçlerimizin neredeyse tüm ihtiyaçlarını yerli ve milli savunma araç ve ekipmanlarımızla temin ediyoruz. Savunma sanayinde bin 400’ün üzerinde projemiz var. İHA ve SİHA alanında dünyanın en başarılı ilk 3 ülkesi arasındayız. Halihazırda dünyadaki en büyük 11’inci savunma ihracatçısıyız. 2024’te dünya ihracat pazarında yüzde 65’le yerimizi aldık, yani dünya genelinde satılan her 100 insansız hava aracından 65’ini biz tedarik ettik, tam 180 ülkeye ürün ihraç ettik. 2025’te bu sayının daha da artacağını öngörüyoruz. Bu rakamları daha da artırmak, çeşitlendirmek, detaylandırmak mümkün. Geçmişte haksız uygulamalara, çiftte standartlara, baskı ve ambargolara maruz kalmış bir ülke olarak kaybettiğimiz zamanı telafi etmeyi başardık. Bunu da ana muhalefetin temsilcisi olduğu, komplekslerini bir türlü yenemeyen kifayetsizlerin engelleme girişimlerine rağmen yaptık. Ne diyorlardı? Onlar ‘yapamazsınız’ diyorlardı. Biz ‘yaparsa bu ülkenin evlatları yapar’ dedik ve yola koyulduk. Genç mühendislerimize, genç kardeşlerimize, bu ülkenin genç beyinlerine inandık, onlara güvendik. ‘Boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın, başımızı belaya sokmayın’ diyenlere rağmen yaptık. ‘Siz teknolojiden ne anlarsınız oturun oturduğunuz yerde’ diyenlere rağmen bütün bunları başardık. Yoksa biz de bizden öncekiler gibi davranabilir, hiçbir riske girmeden statükonun konforlu alanında iktidarımızı rahatça sürdürebilirdik. Ama biz bu düzene itiraz ettik, bu bağımlılık ilişkisine başkaldırdık. Kelimenin tam anlamıyla, kelle koltukta bir mücadeleyle hamdolsun sadece 23 yılda dünyanın gıptayla baktığı, kimilerinin sevinçle, kimilerinin de endişeyle takip ettiği bir savunma ekosistemini ülkemizde inşa ettik” diye konuştu.
‘DÜNYA SAHNESİNE ÇIKARACAĞIMIZ YENİ ÜRÜNLERİMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ’
Erdoğan, savunma sanayine yapılan bütün yatırımların gerçek değerinin gelecek yıllarda çok daha iyi anlaşılacağını vurgulayarak, “Bugün muhalefetin küçümsediği, itibarsızlaştırmak için her yolu denediği projelerin neye tekabül ettiğini bizden sonraki nesiller daha net görecekler. Biz ulaştığımız noktayı asla yeterli bulmuyoruz. Şu Altay tanklarını bugün burada görüyoruz, yeterli mi? Bize göre yeterli değil. Biz çok daha ileri teknolojiyi yakalamak durumundayız. Bu Alman teknolojisiydi, biz şimdi onu çok daha ileri taşıdık. Bugün burada olduğu gibi büyük bir kararlılıkla hamlelerimize devam ediyoruz. 1,5 milyon mühendislik saatiyle, 35 bin kilometreyi kapsayan test süreciyle, 3 bin 700 fiili atışla tüm aşamaları geçen Altay tanklarımızın ilkini bugün kahraman ordumuza teslim etmenin gururunu yaşıyoruz. Güncel muharebe ortamına en yüksek düzeyde adapte olmak üzere yeni sistemlerle donatılan Altay tankımız, en zorlu çevre koşullarına uygun olarak geliştirildi. Gerek atış gücü gerek devamlılık gerekse mobilite kabiliyetlerine dönük testleri hamdolsun başarıyla tamamladı. Bu yıl başlattığımız teslimatı önümüzdeki senelerde daha da artan sayılarla gerçekleştireceğiz. Takip eden partilerde ise yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz Batu Güç Grubu ile birlikte Altay tanklarımızı ordumuzun envanterine katacağız. Altay’la birlikte Leopar 2-A 4 modernizasyon projemizin de teslimini önümüzdeki sene yapacağız. Dost ve müttefik ülkelerin de yoğun ilgisiyle Altay yurt dışı pazarlarda Türk savunma sanayisinin etki ve görünürlüğüne önemli bir katkı sunacak. Altay’la birlikte tank teknolojisinde yeni bir dönemin kapılarını ardına kadar açmış oluyoruz. Altay’ın üretim ve geliştirme sürecinde edindiğimiz tecrübeyle dijital kontrol sistemlerinden, yapay zeka destekli karar alma yapılarına, otonom hareket yeteneklerinden ileri koruma sistemlerine büyük bir yetkinlik kazandık. Bu birikimi en iyi şekilde değerlendirecek, gelecekte dünya sahnesine çıkaracağımız yeni ürünlerimizi inşallah daha da geliştireceğiz” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasının ardından teslimi yapılan Altay tankları gösteri sürüşü gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, Altay tanklarının gösterisini izledi.