Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’nde Başarılı Çocuklarımızdan

Bugün 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü. Otizmli bireyler, diğer insanlar

Bugün 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü. Otizmli bireyler, diğer insanlar için kolay olan birçok şeyi yapmakta zorlanabilirler. Sosyal ilişkiler, konuşma, uzun süre oturma vb. Otizmli bireyler kendi aralarında da farklı özelliklere sahipler. Akıcı bir şekilde konuşabildiği halde insanlarla göz teması kurmayan otizmli bireyler de var. Otizmli bireylerle yakın bir ilişkide bulundukça onların mucizeleri ile de tanışma fırsatı yakalıyorsunuz. 

Muhammed Hanifi Atmaca, hiç eğitim almadan resim yapmaya başlayan otizmli bir birey. Muhammed 11 yaşında akıcı bir konuşması yok, sosyal ilişkileri kısıtlı ama konu resim olunca yeteneği ile beni ve resimlerini gören herkesi şaşkına çevirmeyi başarıyor.

Annesi Tuba Atmaca “Muhammed, resim yapmadan önce çok sıkıntılı, hareketli, yerinde duramayan bir çocuktu. Zamanla, önce evin duvarlarına resim yapmaya başladı. Ben kağıt verdim. Baktım ki kağıtlara da resim yapıyor. Onun resim yeteneğinin olduğunun farkına vardım. Kimse bana inanmadı. Kimseye kulak asmadan oğlum için elimden geleni yaptım. Oğlum resim yaptıkça sakinleşti. Duygularını resimlere dökmeye başladı. Saatlere ayrı bir takıntısı var. Gördüğü hiç bir saati unumaz. Hepsinin resmini yapar. Gücüm yettiği sürece oğluma destek olmaya devam edeceğim” dedi.

Tuba Hanım, kısa süre önce Muhammed’ in bu yeteneğini geliştirmesi için resim öğretmeni Gamze Daşdemir’ ile başvurarak resim eğitimine başlatıyor. Muhammed, Gamze Hoca ile yağlı boya resimler yapmayı çok geliştiriyor. Bu süreçte hem teknik öğreniyor hem de sosyalleşiyor.

Gamze Daşdemir, Muhammed ile sürecini şu sözlerle anlatıyor; Muhammed ilk geldiğinde ona kara kalem tekniklerini öğretmeye çalıştım, ancak beni dinlemek istemedi. Çığlık attı, tepki gösterdi ve gözlerimin içine bakarak adeta “Ben zaten ressamım, buna gerek yok” der gibiydi. Sonra akrilik boya istedi. Birlikte denemeye başladık. İlk başta çok hızlı çalışıyordu, fırça tekniklerini bilmeden, kontrolsüzce 5-10 dakikada resimlerini bitiriyordu. Ama bir şey fark ettim; boyaları karıştırırken, resim yaparken bana mutlulukla bakıyordu.

Ona sakinleşmesini, dikkatini vermesi gerektiğini göstererek, konuşarak anlatmaya başladım. Başta dikkati dağınıktı. Gözleri hep başka yerlere kayıyordu. Üstelik iletişimimiz de yok denecek kadar azdı. Ama pes etmedim. Sabırla, adım adım ilerledik. Zamanla değişim başladı. Önceden hiçbir şekilde komut kabul etmezken, şimdi yönlendirme bekliyor. Renkleri daha bilinçli karıştırıyor, fırçasını daha kontrollü kullanıyor. En önemlisi, artık iletişim kurmaya başladı.

Zamanla anladığını, beni saydığını ve her teknik öğrettiğimde çabalayıp uygulamaya çalıştığını gördüm. O mucizeyi fark ettikçe, içimde tarif edilemez bir duygu oluştu. Hem ağladım hem de öğrettim. Resmin ona ne kadar iyi geldiğini, onun için ne kadar önemli bir hobi olduğunu ve bu sayede geliştiğini görmek beni daha da duygulandırdı. Ve sonunda, başardık . Başarmaya devam edeceğiz daha yolumuz uzun öğrenecek çok şeylerimiz var.

Otizmli bireylerin kendi yollarıyla öğrenebileceğine ve doğru yönlendirme ile gelişim gösterebileceğine inanıyorum. Sabır, sevgi ve kararlılıkla ilerledikçe, sadece teknikleri değil, iletişimi de öğrenebildiklerini görmek beni çok duygulandırıyor.

Öğretmen-öğrenci ilişkisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Öğrencinin beni sevmesi, güvenmesi ve öğrenmeye açık hale gelmesi süreci tamamen değiştirdi. Resmin onun için sadece bir hobi değil, aynı zamanda iletişim kurmasını ve gelişmesini sağlayan bir araç olduğunu fark ettim.

Öğrencilerimin bireysel farklılıklarını kabul ederek, güçlü yönlerini keşfetmelerine yardımcı olmanın öğretmenliğin en değerli yanlarından biri olduğunu düşünüyorum. Bu süreç bana, öğretmenliğin, sadece bilgi aktarmak değil, aynı zamanda, bir yol arkadaşlığı olduğunu gösterdi.”

Ben önce Tuba Hanım’ı oğlunun arkasında durduğu için sonra da Gamze Öğretmeni sabrı, sevgisi ve kararlılığı için kutluyorum. Çünkü otizmli bişeyler parklarda, AVM ler de , sokakta, okulda, toplu taşımada ötekileştirilirken ve maalesef bazen öğretmenleri tarafından bile kötü bakışlara maruz kalırken Muhammed’e koşulsuz inanan Gamze Daşdelen ona bu süreçte umut olmuş ve geleceği için çok güzel bir yol açmıştır. Böyle ilgili anneler ve böyle mesleğine aşık öğretmenler olduğu sürece, otizmli bireyler, yetenekleri ile hayata katılabilirler.

Sadece 2 Nisan değil her zaman farkında olunmalıdır ki Otizm hastalık değil nörogelişimsel bir farklılıktır.

Begen Medya: Yazar Elif Kahraman

//
İhbar Hattımıza Dilediniz Haberi Gönderebilirsiniz. Ekimiz Onayladıktan Sonra Haberiniz Burada Yayınlanır.
👋 Hemen Haber Gönder.