ANKARA, – ORGAN bağışının birçok hayatı kurtarabileceğini vurgulayan Medicana Sağlık Grubu Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Ulaş Sözener Türkiye’de özellikle toplumsal önyargıların bu konuda en büyük engel olduğunu belirterek, “Önyargılar değil organlar yaşasın” çağrısında bulundu.
Türkiye, canlı donörlerden yapılan organ nakillerinde dünyada 2. sırada yer alırken, kadavradan yapılan nakillerde ise 53. sırada bulunuyor. Medicana International Ankara Hastanesi Organ Nakli Merkezi ekibi, bu farkın temel nedeninin toplumsal önyargılar sebebi ile organ bağışının yetersizliği olduğunu ifade etti. Dini gerekçelerin yanı sıra, yaşlı veya sağlığının iyi olmadığını düşünen pek çok kişinin organ bağışından kaçındığını belirten Medicana International Ankara Hastanesi Organ Nakli Merkezi Koordinatörü Hemşire Necla Özşeker, şu ifadeleri kullandı:
“Organ bağışının dinen caiz olmadığı düşünülür. Oysa Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere pek çok İslam otoritesi organ bağışını insanlığa hizmet olarak görmektedir. Pek çok din, organ bağışını insanlık adına yapılan değerli bir yardım olarak kabul eder. Bir diğer önyargı da yaşla ilgilidir; yaşlı kişilerin organlarının işe yaramayacağı düşünülür. Oysa organın uygunluğu yaştan çok sağlık durumuna bağlıdır. Değerlendirme nakil ekibi tarafından yapılır ve yaş bağışa engel değildir.”
‘BEYİN ÖLÜMÜ GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR DURUMDUR’
Her gün en az 10 kişinin organ bulamadığı için hayatını kaybettiğini belirten Medicana International Ankara Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Genel Cerrah Doç. Dr. Ulaş Sözener ise şu bilgileri paylaştı:
“Bir diğer önyargı beyin ölümüyle ilgilidir. Bazı bireyler, organ bağışçısı olurlarsa doktorların onları kurtarmayacağını ve organlarını hemen alacaklarını sanıyor. Oysa doktorların en temel görevi hastayı yaşatmaktır. Organ bağışı kararı ancak beyin ölümü kesinleşip bağımsız bir heyet tarafından onaylandıktan sonra gündeme gelir. Beyin ölümü gerçekleşmeden hiçbir işlem yapılamaz. Beyin ölümü de geri dönüşü olmayan bir durumdur. Koma ya da bitkisel hayattan farklıdır; beyin fonksiyonları tamamen durmuştur ve tıbben kesin ölüm olarak kabul edilir.”
‘BİR KİŞİ SEKİZ HAYATA UMUT OLABİLİR’
Yeni yönetmelikle artık birkaç dakika içinde e-Devlet üzerinden organ bağışçısı olmanın mümkün olduğunu da belirten Hem. Özşeker, şunları da ekledi:
“Bir organ bağışçısı; iki kişiye böbrek, bir kişiye karaciğer, bir kişiye kalp, iki kişiye akciğer, iki kişiye kornea olmak üzere birçok kişiye hayat verebilir. 89 yaşındaki birinden alınan böbreği nakil yaptık. Yaş bir engel değildir. Bir bağış, birçok canı yeniden yaşama döndürebilir. 7’den 70’e herkes organ bağışçısı olarak hayatlara dokunabilir.”