Gizem CENGİL/ANKARA, – TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda, işverenleri temsil eden oda, dernek, sendika ve birlik temsilcileri dinlendi.
TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında TBMM Tören Salonu’nda toplandı. Komisyonun 9’uncu toplantısına, komisyon üyelerinin yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) temsilcileri katıldı.
‘BÜTÜN SORUNLARIN ÇÖZÜM YOLU DEMOKRASİDİR’
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, terörün kökünü kurutmanın, huzuru kalıcı kılmanın ve kardeşliği güçlendirmenin yolunun güvenlik önlemleriyle sınırlı olmadığını belirterek, “Demokrasi; vatandaşlarımızın kimliği, kültürü, inancı ve yaşam tarzı ne olursa olsun kendilerini özgürce ifade edebilmesinin de teminatıdır. Kimsenin inancından, fikrinden, kökeninden ya da aidiyetinden dolayı ayrımcılığa uğramamasıdır. Herkesin ticarette, eğitimde, siyasette ve sosyal hayatta eşit fırsatlara sahip olmasıdır. İşte bu yüzden huzurun, kardeşliğin ve terörsüz bir Türkiye’nin en sağlam temelinde demokrasi olmazsa bu hakların hiçbiri güvence altında olmaz. Güçlü bir ekonomik yapı da kurulamaz. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü temelinde çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur. O halde Türkiye iyi işleyen, yöneten, denetlenebilir, hesap verebilir, şeffaf, birinci sınıf bir demokrasiye de sahip olmalı, üniter yapısı korunmalıdır. Ancak elbette bu sürece yönelik kafa karışıklıkları ve muallaklıklar da bulunmaktadır. Başta Suriye olmak üzere yurt dışındaki bazı gelişmeler de sisli bir hava oluşmasına neden olmaktadır. Tüm bunların netleşmesine, sürecin şeffaf bir şekilde ilerlemesine ihtiyaç vardır. Milletin iradesinin temsil edildiği Millet Meclisi’nde, uzlaşmayla ve ortak zeminde buluşarak ilerleme sağlanacak ve belirsizlikler azaltılacaktır. Önemli olan sürecin sonuna kadar uzlaşma yollarını aramak ve istişareyi korumaktır. Bütün sorunların çözüm yolu demokrasidir. Çözüm maddesi de Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Meclisimizin, ülkemizin en mühim sorunlarının başta gelen teröre karşı böyle bir komisyon kurması bu bağlamda son derece kıymetli ve önemli bir adımdır. Siyasi zemini ve toplumsal kabiliyeti, temsil kabiliyeti son derece kuvvetli ve geniş olan bu komisyonun yapısı, partilerimizin bu çözüm meselenin çözümüne ne kadar büyük değer verdiklerini de göstermektedir” diye konuştu.
‘TÜRKİYE ÇALIŞKANLIĞIYLA DÜNYAYA ÖRNEK OLUYOR’
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin daha güçlü bir Türkiye’nin yolunu açacak en hayırlı iş olacağını söyledi. Palandöken, “Ama dikkat edelim; bu süreci son derece kısa zamanda neticelendirip, halkımız bunu görür vaziyete getirilmelidir. Süreç uzadıkça herkesin fikri de değişiyor. Biliyorsunuz, ‘Avrupa Birliği’ne girdik, gireceğiz’ derken zaten geçen 60 yılda neler değişti? İnsanlar, hatta ülkemiz Avrupa’yı geçti. Avrupalılar ülkemize tedavi için geliyor, yatırım için geliyor. Demek ki Türkiye değişime açık olduğu kadar da zekasıyla, çalışkanlığıyla dünyaya örnek oluyor. Dev gibi devletler, biliyorsunuz bir noktada bizim ülkemizi dışarıdan seyredip, ‘Şu ne olacak, şu örgütlenme nasıl olacak, şu şunu bırakacak mı’ ifadelerini kullanıyor. Biz kavgadan yana değil, barıştan yana olan bir ülkeyiz. Onun için dışarıya kulağımızı dikkat keseceğiz. Güçlü olacağız ve onlarla mücadelede de engin tecrübeleriyle değerli siyasetçilerimiz, aynı şekilde de millet olarak arkasında duran bir Türk milleti olacak” ifadelerini kullandı.
‘MİLLİ KONULARDA HEP BİR ARADAYIZDIR’
TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol da “Bu kıymetli komisyonumuzun da büyük katkılarıyla Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi süreci tam tesis edildikten sonra biz eminiz ki bölgeye ciddi şekilde göç olacaktır. Bölgede ekonomik ve mali anlamda ne teşvikler verilmeli? Eğitim ve nitelik nasıl artırılmalı? Çalışma hayatı, eşe destekten çocuklara desteği, uzaktan çalışma alanlarından yeni nesil çalışma modellerine, bölgeye adım paketlerinden ev ve taşınma desteğine kadar neler yapılmalı? Dünyada neler var? Güney Kore, İrlanda, İtalya, Japonya, Almanya, Çin gibi örnekleri inceleyerek, yine komisyona katkı sağlamak bakımından dünyadaki örnekleri getirdik. Hakikaten çok meşakkatli bir süreç bu. Bu süreçte eminim ki çok yorulacaksınız. Biz teşkilatımızla birlikte, diğer işveren kuruluşlarımızla da birlikte ki bu tür milli konularda hep biz bir aradayızdır. Bizim milli konularda hiçbir zaman bir görüş ayrılığımız olmuyor. Bazen yöntem farklılıkları oluyor sadece. Onun dışında biz ve teşkilatımız emrinizdeyiz” dedi.
‘HER TÜRLÜ İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ’
TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Bahadır Sezgin, “Komisyon tarafından yapılacak çalışmaların şehitlerimizin aziz ruhunu incitmeyecek, gazilerimizi ve ailelerini üzmeyecek bir sonuca ulaşmasını arzu ediyoruz. Kalıcı barışın sağlandığı bir senaryoda bölgesel ölçekte çok güçlü fırsatlar bizi beklemektedir. Bu senaryoda yalnızca Doğu ve Güneydoğu Anadolu için geçerli olmak üzere, mera verimi yüzde 15-20 artabilir. Yem maliyetleri yüzde 20-30 azalabilir. Özel sektör yatırımları yüzde 50 artabilir. Dijital tarım teknolojileriyle verimlilik yüzde 30 yükselebilir. Bu sadece ekonomik bir sıçrama değil; göçün tersine dönmesi, kırsal nüfusun güçlenmesi ve toplumsal uyumun pekişmesi demektir. Kalıcı barış, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu Türkiye’nin stratejik gıda üretim üssü haline gelmesine önemli katkı sağlayacaktır. Bu, hem ulusal gıda güvenliğimizi garanti altına alacak, hem de ekonomik kalkınmada çarpan etkisi yaratacaktır. Ziraat Odaları Birliği olarak bu vizyonun gerçekleşmesi için her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum” ifadelerini kullandı.
‘EĞİTİM PROGRAMLARI DEVREYE ALINMALI’
MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir de “Türkiye tarih boyunca farklı inanç, kültür ve kimliklerin bir arada yaşadığı bir medeniyet coğrafyası olmuştur. Ancak bu çeşitlilik zaman zaman malumunuz dış müdahaleler ve iç provokasyonlarla çatışma zemini haline gelebilmektedir. Dolayısıyla bu alanda erken uyarı ve önleme mekanizmaları kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Hızlı müdahale ekipleri, eğitim programları devreye alınmalı. Yine kültürün ortak noktada birleştiği ortak hafıza politikaları, yani kardeşlik müzeleri ve anı mekanları belki toplumun tüm katmanlarının birlikte hemhal olabildiği festivaller düzenlenebilir diye düşünüyoruz. Ortak anma günleri düzenlenebilir diye düşünüyoruz. Bu konunun üzerinde durulması gerekiyor. Terör örgütlerinin bu gibi süreçlerde özellikle demokratik süreçleri istismar ederek meşruiyet kazanmaya çalıştığı söz konusu ve bunu önleyici önlemlerin özellikle bu dönemde devreye alınması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
‘HUKUK DEVLETİ ALANINDA ÇALIŞMA YAPILMALI’
TÜSİAD Başkan Yardımcısı Bülent Ozan Diren, “Yalnızca ekonomide değil temel hak ve özgürlükler, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi konularda da ilerleme kaydetmek zorundayız. Özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti alanlarında çalışmalar yapılmasını bu açıdan çok önemli buluyoruz. Aslında demokratikleşme bir mevzuat reformu olmanın yanı sıra bunun da ötesinde zihniyet değişikliğini içeren toplu bir süreçtir. Devletin bireye, idarenin vatandaşa, siyasetin sivil topluma, devlet içindeki erklerin birbirine yaklaşımlarında demokrasi ve hukukun üstünlüğü tam olarak yaşanmalıdır” dedi.
‘İŞ İNSANLARI GÜVENLİ LİMANLARI TERCİH EDİYOR’
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın da “Şunu çok iyi biliyoruz ki huzur ve güvenin sağlanmadığı bir ortamda yatırım iklimi maalesef oluşamaz. Siyasi ve ekonomik istikrarın bulunmadığı koşullarda üretim sürdürülemez. Toplumsal birlik ve beraberliğin olmadığı yerde ise ihracatın kalıcı ve sürdürülebilir olmasını da maalesef ki konuşamıyoruz. Ve şunu net şekilde ifade edebiliriz ki dünyanın neresinde olursa olsun iş insanları her daim güvenli limanları tercih ediyor. İşletmeleri veya şirketleri bir yerde yatırım yapmaya iten temel faktörler ham madde, yarı işlenmiş mamul, enerji pazarına yakın olma, bol ve nitelikli iş gücü gibi faktörlerdir. Ancak bütün bu faktörlerin cazibesine ve devletimizin bu ana kadar detaylı bir şekilde vermiş oldukları teşvik paketlerine rağmen adı terörle anılan bölgelere gidilememesi, yapılacak yatırımın güvenliğinin ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Bu süreçlerde psikososyal destek, ekonomik yatırımlar, hukuki düzenlemeler ve toplumsal uzlaşı mekanizmaları kritik öneme sahip olmuştur. Hiç şüphesiz bu tür süreçlerin başarıya ulaşması için siyasi irade, toplumsal destek ve uzlaşı büyük önem taşımaktadır. Toplumun tüm temsilcilerine kucak açan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını çok önemsiyoruz” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, iş dünyası temsilcilerinin sunumlarından faydalandıklarını söyledi ve komisyonun bir sonraki toplantısında akademisyenler ve uzmanlar ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin davet edileceğini belirtti. Ardından Kurtulmuş, komisyon toplantısını kapattı.