Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bakan Kurum: İklim krizi Türkiye için apaçık yakın bir tehdit demektir

Gizem CENGİL-Celal ATALAY/ANKARA, – ÇEVRE, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı

Gizem CENGİL-Celal ATALAY/ANKARA, – ÇEVRE, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Barajlarımız su alarmı veriyorsa, zirai don çiftçimizin hasadını vuruyorsa, yangınlar hızla yayılıp canımıza malımıza kastediyorsa, iklim krizi Türkiye için uzak bir senaryo değil apaçık yakın bir tehdit demektir” dedi.

Bakan Kurum, Ankara’da otelde gerçekleştirilen İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu (İDUKK) toplantısında konuştu. Kurum, “İklim krizi; dünyamızın ve insanlığın en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Bilimsel veriler de bu sorunu tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. Sadece son 50 yılda bile, yaban hayatı popülasyonu tam yüzde 73 oranında azaldı. Bu, yaklaşık 1 milyon türün tamamen yok olma tehdidi altında olduğunu gösteriyor. Tatlı su kaynaklarımız, her geçen gün azalıyor. Dünya nüfusunun yüzde 75’i yani yeryüzündeki her 4 kişiden 3’ü, susuzluk tehlikesi altında yaşıyor. Rakamların bize işaret ettiği bu acı tabloya rağmen ne yazık ki, insanlık her 10 dakikada, 5 bin 900 ton plastik atık üretmeye devam ediyor. Milyonlarca insan açlıkla boğuşurken, dünyada her gün yaklaşık 1 milyar öğün gıda göz göre göre çöpe gidiyor. Ancak hepimiz çok iyi biliyoruz ki; iklim krizi ne raporlardaki rakamlardan ne de kürsülerde konuşulan analizlerden ibarettir. Son 50 yılda hava, iklim ve suyla bağlantılı 11 binden fazla afet kayıtlara geçmiştir. 2 milyonun üzerinde can kaybı ile 3,64 trilyon dolarlık ekonomik kayıp gerçekleşmiştir. Küresel çapta yaşanan sorunların fotoğrafı bu şekildedir” ifadelerini kullandı.

‘BİLECİK VE KARABÜK’TE DE İLK HARCIMIZI DÖKECEĞİZ’

Kurum, “Son yıllarda yaşadığımız seller, orman yangınları, ülkemizin her yerine yayılmış kuraklıklar cennet vatanımızı ve insanımızı maalesef ağır sonuçlarla yüzleştirmektedir. İklim krizi bizim için, aşırı hava olayları nedeniyle her yıl 1500’e yakın seldir. Şırnak Silopi’de 50.5 derece ile tüm zamanların kırılan sıcaklık rekorudur. Azalan su kaynakları nedeniyle su stresi yaşayan bir Türkiye’dir. Barajlarımız su alarmı veriyorsa, zirai don çiftçimizin hasadını vuruyorsa, yangınlar hızla yayılıp canımıza malımıza kastediyorsa, iklim krizi Türkiye için uzak bir senaryo değil apaçık yakın bir tehdit demektir. Bunun en son örneğini, daha geçtiğimiz günlerde acı bir şekilde yaşadık. 25 Haziran 2025 tarihi itibarıyla 18 ilimizde milli servetimiz ormanlarımız yandı, canlarımız gitti, evlerimiz yıkıldı. Kuşkusuz, her 10 orman yangınından 9’u insan kaynaklıdır. Ancak bir gerçek daha var ki; iklim krizi yangınlarda çarpan etkisi yapıyor. Ülkemizde yangın sezonu artık eskisinden daha uzun sürüyor. Çünkü aşırı sıcaklık, artan kuraklık ve azalan nem, çıkan yangınların hızla büyümesine, geniş alanlara yayılmasına neden oluyor. Isı transferiyle taşınan kıvılcımlar, yeni yangınların çıkmasına neden oluyor. Bu da orman yangınlarına müdahaleleri zorlaştırıyor. İşte tüm bu nedenlerle 2025 yazı, yangın afetinin yıkıcı sonuçlarını çok sert bir şekilde yaşadığımız bir yıl oldu. Tabi bakanlık olarak, yangın afetinde emsalsiz bir hızla hasar tespitlerimizi yaptık hatta yangının üzerinden 1 ay geçmeden İzmir’de yeni yuvalarımızın temellerini attık. Önümüzdeki günlerde de Bilecik ve Karabük’te de ilk harcımızı dökeceğiz” diye konuştu.

‘ÜLKEMİZİN ULUSAL YEŞİL TAKSONOMİSİNİ HAZIRLIYORUZ’

Kurum, 2021 yılında Paris İklim Anlaşması’nı onayladıklarını, Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanını Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne sunduklarını, 2030 yılına yönelik emisyon azaltım hedefini yüzde 21’den yüzde 41’e çıkardıklarını, 2022-2024 yılı iklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyum eylemlerini kapsayan İki Yıllık Şeffaflık Raporu’nu yayımladıklarını belirtti. Kurum, “Elbette yaptığımız çalışmalar bu kadarla sınırlı değil. Türkiye’nin ilk İklim Kanunuyla, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesini yepyeni bir safhaya taşıdık. Biz, bu kanunla Türkiye’nin doğal kaynaklarını korumak, sanayisini güçlendirmek, tarımını sürdürülebilir kılmak, ihracatını geleceğe hazırlamak için çalışıyoruz. Bu kanunla yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim artacak, sanayicimizin dünyadaki rekabet gücü katlanacak, böylece hem doğamız hem de üretimimiz korunacak. Şimdi de Ülkemizin Ulusal Yeşil Taksonomisini hazırlıyor; Emisyon Ticaret Sistemi kurulmasına yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Dahası ülkemizin 2100 yılına kadar iklim projeksiyonlarını oluşturuyoruz. Bu sayede, ülkemizde uzun vadede ne zaman, nerede ve hangi hava olaylarının yaşanabileceğine dair öngörüde bulunma imkanımız olacak. Böylece iklim değişikliği kaynaklı sektörel risklere yönelik belirsizliği minimum düzeye indireceğiz” ifadelerini kullandı.

‘ANA GÜNDEM İKİNCİ ULUSAL KATKI BEYANIMIZ’

Bakan Kurum, toplantının ana gündemini İkinci Ulusal Katkı Beyanı oluşturacağını söyleyerek, “Bu toplantıda İkinci Ulusal Katkı Beyanımızı karara bağlayacak, beyanımızın detaylarını, 10-21 Kasım tarihleri arasında Brezilya’nın Amazon bölgesindeki Belem kentinde gerçekleştirilecek, COP 30 Taraflar Konferansı’nda dünya kamuoyu ile paylaşacağız. Yine bugünkü toplantımızda, COP31 kapsamında, müzakereler ve girişimlerle ilgili değerlendirmelerde bulunacağız. İnanıyorum ki; bugün alacağımız kararlar, iklim krizi mücadelesindeki liderlik rolümüzün en açık göstergesi ve kanıtı olacak” dedi.

//
İhbar Hattımıza Dilediniz Haberi Gönderebilirsiniz. Ekimiz Onayladıktan Sonra Haberiniz Burada Yayınlanır.
👋 Hemen Haber Gönder.