Nöbetçi Eczaneler
Eğitim alanında uluslararası en kapsamlı raporlardan biri olan OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim 2025” raporu, Türkiye’nin eğitim sisteminde kaydettiği önemli ilerlemeleri gözler önüne seriyor. Türkiye, raporda sunulan verilerle, eğitimde kapsayıcılığı artırma, genç nüfusu eğitime kazandırma ve yükseköğretimdeki başarı oranları gibi birçok alanda OECD ortalamalarının üzerine çıkarak dikkat çekiyor.
Türkiye, son on yılda özellikle erken çocukluk ve genç nüfusun okullaşma oranlarını artırma konusunda önemli bir başarı gösterdi. Rapora göre, 3-5 yaş arası çocukların okullaşma oranı %28’den %54’e yükseldi. Bu, OECD ülkeleri arasındaki en yüksek artışlardan biri. 5 yaş grubunda ise okullaşma oranı, %86 olan OECD ortalamasını aşarak %98’e ulaştı.
Genç nüfusa bakıldığında da benzer bir tablo görülüyor. 15-19 yaş grubundaki okullaşma oranı %69’dan %79’a yükseldi. Bu oran, Türkiye’yi ABD (%80) ve İngiltere (%81) gibi gelişmiş ülkelerle aynı seviyeye getiriyor. Ayrıca, 25-34 yaş grubunda ortaöğretimi tamamlamayanların oranı 2019’daki %41’den 2024’te %28’e düştü, bu da OECD ortalamasına kıyasla çok daha hızlı bir iyileşmeye işaret ediyor.
Yükseköğretimde Tamamlama ve Düşük Terk Oranları
Raporun en çarpıcı bulgularından biri, Türkiye’nin yükseköğretimdeki başarısı oldu. Türkiye, lisans programlarında ilk yıl okul terk oranının yalnızca %1 olmasıyla dikkat çekiyor. Bu oran, %13 olan OECD ortalamasının açık ara altında bulunuyor.
Mezuniyet oranları da oldukça yüksek. Lisans öğrencilerinin %64’ü süresinde, %86’sı ise en geç üç yıl içinde mezun oluyor. Özellikle STEM (fen, teknoloji, mühendislik, matematik) alanlarında %81, sağlık alanlarında ise %94’lük tamamlama oranları, OECD ortalamalarının (sırasıyla %58 ve %74) çok üzerinde.
Ayrıca, yükseköğretimdeki cinsiyet eşitliği de raporda öne çıkıyor. Kadınların lisans tamamlama oranı %91 ile erkeklerin %80’lik oranının üzerinde. Bu, kadınlarda %75, erkeklerde ise %63 olan OECD ortalamalarının üzerinde bir başarı.
Türkiye’nin yükseköğretimdeki çekim gücü de raporda yer buldu. Uluslararası öğrenci oranı 2018’de %1,7 iken, 2023’te %4,3’e yükseldi.
Eğitime Ayrılan Kamu Kaynakları ve Öğretmen Nitelikleri
Eğitim harcamalarında da Türkiye, OECD ortalamasının üzerinde. Kamu kaynaklarından eğitime ayrılan pay %10,6 ile %10,1 olan OECD ortalamasını aşıyor. Türkiye ayrıca, Danimarka, Finlandiya ve İsveç gibi ülkelerle birlikte, kamu yükseköğretim kurumlarında öğrenim ücreti almayan nadir ülkelerden biri.
Öğretmenler de raporda öne çıkan bir diğer grup. Türkiye’deki öğretmenlerin yıllık başlangıç maaşları, satın alma gücü paritesine göre tüm kademelerde OECD ortalamalarının belirgin bir şekilde üzerinde. Türkiye, son on yılda öğretmen maaşlarının reel olarak en fazla arttığı ülkelerin başında geliyor.
Diğer önemli veriler ise şöyle:
- Öğrenci başına düşen öğretmen sayısı: İlkokulda 18, ortaokul ve genel liselerde 13, meslek liselerinde 14 ve lise genelinde 12. Bu rakamlar, OECD ortalamalarına büyük ölçüde benzerlik gösteriyor.
- Genç öğretmen profili: Ortaokul öğretmenlerinin sadece %13’ü 50 yaş ve üzeri iken, bu oran OECD ortalamasında %38.
- Sınıf mevcutları: İlkokul sınıf mevcutları 2013’ten bu yana 2 öğrenci azalarak 21’e düştü ve OECD ortalamasıyla aynı seviyeye geldi.
- Ders süreleri: İlkokulda ders saatlerinin %47’si, ortaokulda ise %30’u temel dil ve matematik derslerine ayrılıyor. Bu oranlar da OECD ortalamalarının üzerinde.
OECD raporunda yer alan bu veriler, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanan politikaların somut sonuçlarını yansıtıyor ve Türkiye’nin eğitimde hem niceliksel hem de niteliksel olarak ilerlediğini gösteriyor.
